Thursday, November 24, 2011

Sanırım şeytanlı metal müzik beni bazen sevindirebiliyor. Dün bunu fark ettim. Çizim yaparken "Şeytanlı Metal Müzik" dinlediğim için birden çözülüveren sorunlarımdan bahsediyorum elbette. Ama neyse ki konumuz bu değil. Bir de bana öyle geliyor ki, çarşafların balkondan aşağı sarkıtılarak kurutulmasında ciddi bir hüzün var. Dikkat et. Valla var.

Monday, August 1, 2011

Patti Smith gerçek bir reyiz bence. Görüşürüz. Bir de yarın eve döneceğim. İnsan bazen çok üzülebiliyor aslına bakacak olursak. Üzülünce, Patti ve Robert reyizi düşünüp daha çok üzülesim geliyor. Çünkü ya hayatım boyunca arayıp "Robert"i bulamazsam. O zaman gerçekten ölmek zorunda kalırım. "Kurşun Bilal" diye dizi var bir de dünya üzerinde. Bu kadar.

Wednesday, July 13, 2011

13072011-22.49

Bugün değişikli bir gündü bence. Burada günlük gibi şeyler yazmaya karar verdim bu arada şu anda. 3 cümle falan yazıcam. Ama genel olarak yazmayı planlamaya başladım işte. Ne diyordum. Değişikli günümden bahsedecektim. Ama canım istemedi. Sonra başka şeyler de anlatırım lan. Görüşürük şimdilik. Sevgilerimle.

Sunday, January 30, 2011

Mereba piç!

Öncelikle Allah iyliğni virsin. Nasılsın? Annen baban nasıl lan?

Bunlar da çok umrumdaymış gibi yaptığıma göre asıl konuya gelebilirim.

Asıl konu şu ki,

Bu yazıyı yazarken dut kurusu ve erik kurusu yemekteyim. Bu beni kuğl yapmaz elbette. Sağlıklı da yapmaz. Sadece bu olay benim mal bir insan olduğumun kanıtıdır. Ha dersen ki çok mu umurunda? Derim ki "Yooğoğğo". Böylece yolumuza devam ederiz.

Yeme alışkanlıklarımla ilgili, muhtemelen hiç umrunda olmayan bir diğer gerçekse,

Et yemiyorum lan.

Allağ iyliğni versin emi? Ne kadar umrunda. Hiç.

Şimdi konu o değil. Olayı Burger King ve Soğan Halkalarına oradan da bugün Serkan'la 84987498749793 senelik arkadaşlığımızda yaptığımız ilk ve tek "Gönül işleri" konusuna getirmeye çalışıyorum. Ama olmadı. Neyse. Bu konuyu unutalım o zaman.

Anneniz mesela "Tavıksıyınaçorbayaptımaliçsıcağsıcağ" dese ne yaparsınız ki lan? Bu konuya ilerde değineceğim. Hatta gaza gelip Vejetaryen kimselere tavsiyeler veren bir blog açtığımı düşünsene. Bu ne kadar saçma olur değil mi? Sonuçta kendi yediğim saçma şeylerin tarifini falan kimseye verecek değilim. "Pirotein için yuğurt muğurt bul yiyin" diyecek de değilim.

O değil de, ben Tori Amos olaydım piyanoyu bırakır bağlama çalardım. Şaka lan. Tori Amos olmamama rağmen piyanoyu bırakıp bağlamaya başlama ihtimalim çok düşük lan. Bir de Tori Amos olduğumu düşünsene. Burdan da Tori Amos'ın saç renginden annemin saç rengine bağlayacaktım. Ama bu da olmadı.

Neyse lan.

Başka zamana kısmetse.

Görüşürüz.

Şimdi.
Hayatım burda birilerine "Piç" diye hitap ederek geçti farkındayım.
Geçen sene okulun açıldığı zamanlardı.
Blog'u bırakıp Tambılır'a gittim.
Geri döneceğimi biliyordum. Ama bu sene başında, "Bu ne lan ne saçma şeyler yazmışım" diyerek blogu sildim.
Bu da benim mallığım diyelim isterseniz.
Bu da benim mallığım.
Çok yazdığım için sıkılırım sanıyorum. Ama daha çok yazasım geliyor genelde.
Anılarımı manılarımı paylaşacağım işte. Kişiselli-şahsili bir blog olucak.
Hayırlıossusunkarşim.